SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L BUYU’

<< 1020 >>

باب: تحريم التجارة في الخمر.

105. İÇKİ TİCARETİNİN HARAMLIĞI

 

وقال جابر رضي الله عنه: حرم النبي صلى الله عليه وسلم بيع الخمر

Cabir r.a., "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şarap satımını yasakladı"

 

حدثنا مسلم: حدثنا شعبة، عن الأعمش، عن أبي الضحى، عن مسروق، عن عائشة رضي الله عنها: لما نزلت آيات سورة البقرة عن آخرها، خرج النبي صلى الله عليه وسلم فقال: (حرمت التجارة في الخمر).

 

[-2226-] Aişe r.anha şöyle demiştir: "Bakara suresinin sonundaki ayetler (275-286. ayetler) nazil olunca Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem cemaatin arasına çıktı ve ''Şarap ticareti haram kılınmıştır'' buyurdu.

 

 

باب: إثم من باع حرا.

106. HÜR BİR KİMSEYİ SATMANIN GÜNAHI

 

حدثني بشر بن مرحوم: حدثنا يحيى بن سليم، عن إسماعيل بن أمية، عن سعيد بن أبي سعيد، عن أبي هريرة رضي الله عنه،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (قال الله: ثلاثة أنا خصمهم يوم القيامة: رجل أعطى بي ثم غدر، ورجل باع حرا فأكل ثمنه، ورجل استأجر أجيرا فاستوفى منه ولم يعطه أجره).

 

[-2227-] Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allahu Teala şöyle buyurdu: Şu üç kimsenin kıyamet günü davacısı ben olacağım: (Birincisi) Benim adıma yemin edip de aldatan (sözünü yerine getirmeyen); (ikincisi) hür bir kimseyi satıp parasını yiyen; (üçüncüsü) bir işçi tutup ondan istifade ettiği halde ücretini vermeyen kimse. "

 

Tekrar: 2270.

 

 

AÇIKLAMA:     Hür bir kişinin satılması ile ilgili söylenenler, "bir kimsenin hür olduğunu bile bile satan kimse" hakkındadır. Hür ifadesinden ilk akla gelen anlam, adem oğullarından hür olan kimselerdir. Bundan daha genel bir anlam kastedilmiş olması da muhtemeldir ki bu durumda vakfedilmiş olan şeyler de bu hükmün kapsamına girer.

 

İbnü't-Tin şöyle demiştir: "Allah bütün zalimlerin hasmıdır. Ne var ki bu konuda daha şiddetli olduğu için bunları açık açık saymıştır. Hasım ifadesi, mutlak olarak, bir, iki ve daha fazla kimse için kullanılabilir. Hattabi şöyle demiştir: "Hür bir kimse iki şekilde (haksızlık edilerek) köle edinilir:

 

Birincisi, köleyi azat ettikten sonra bunu gizlemek ya da inkar etmek şeklindedir.

İkincisi, köleyi azat ettikten sonra onu, zorla kendi hizmetinde çalıştırmak suretiyle olur. Birincisi daha kötü bir uygulamadır."

 

Yukarıdaki hadis çok ağır bir hüküm taşımaktadır. Çünkü hür bir kimseyi satmak, hem azat etmeyi gizleme hem inkar anlamı taşıdığı gibi, buna ilaveten o kimse, satılıp parası yenilmektedir. Bundan dolayı hür bir kişiyi satana öngörülen ceza (vaid) daha şiddetli olmaktadır. Çünkü böyle yapan, hür olan kişiyi, Allah'ın ona mubah kıldığı tasarruflardan alıkoymakta ve Allah'ın kurtarmış - özgürlüğüne kavuşturmuş olduğu kimseyi zillet içinde kalmaya mecbur tutmaktadır.

 

İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: Alimler, hür bir kimseyi satanın elinin kesilmeyeceği konusunda görüş birliğine varmışlardır. Yani bu hüküm, bir kimsenin koruması (hırz) altında bulunan başka bir kişiyi çalmamışsa hüküm böyledir. Fakat Ali r.a.'den rivayet edilen bir görüşe göre, hür kimseyi satanın eli kesilir.

 

Bir işçi tutup da ücretini vermeyen ile hür kimseyi satıp bedelini yiyen kimse aynıdır. Çünkü o, işçiden, ücret ödemeden istifade etmekle, onu köleleştirip parasını yemiş olmaktadır.